Fethiye Yöresi ve Üç Telli Kopuz


Geçtiğimiz hafta eşimle tatil için Fethiye'ye gidelim dedik. Daha önce hiç gitmediğim Fethiye'nin benim bilinçaltımdaki yansıması üç telli kopuz ve Ramazan Güngör'dür. Ramazan Güngör üç telli bağlama geleneğini biraz da kendi yöresine ve yöre ezgilerinin çalınış ve söyleyiş tekniklerine göre geliştirmiş ve üç telli kopuz adını verdiği çalgının yapımcısı ve aynı zamanda usta bir yorumcusu olmuştur. 2004 senesinde aramızdan ayrıldı. Ramazan Güngör ve üç telli kopuz ile ilgili güzel bir araştırma yazısına şu linkten ulaşılabilir http://www.turkuler.com/thm/ramazangungor.asp.






Ne mutlu ki bu kültür mirasını devam ettiren bir kişiyi de yetiştirdi ve öyle ayrıldı aramızdan. Ahmet Erarslan, Usta Ramazan Güngör'le uzun yıllar birlikte yaşadı ve kopuzun yapılışını ve icrasını ondan öğrendi. Biz de Fethiye'de gittik Ahmet Erarslan'ı yerinde ziyaret ettik, bizi candan bir şekilde karşıladı sağ olsun ve kendisiyle zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir, bir buçuk saatlik bir sohbet ettik. Ahmet Hoca bir şekilde şu anda o kültürü devam ettiren tek kişi, bu enstrüman konusunda çok bilgili ve deneyimli bir insan. Ama kendisinden sonra bu kültürel mirası devam ettirebilecek bir öğrenci  yetiştirememiş olmaktan dolayı sıkıntısını dile getiriyor bize. Sohbet sırasında kısa bir matematik hesapla şu anki sürdürdüğü bağlama geleneğinin en az 200 yıl öncesine dayandığını çıkarıyoruz. 







Ahmet Hoca üniversitelerde enstrüman yapım bölümlerinde ağaç ile ilgili derslere giriyormuş ve bazı atölye çalışmaları  düzenliyormuş. Kısa sohbetimiz sırasında ağaç konusunda çok güzel bilgiler öğreniyoruz ondan. Örneğin enstrüman olarak kullanılacak ağacın aslında hasat zamanının bile önemli olduğunu söylüyor bize. Bir de artık oyma gövdeye sahip enstrüman yapmaya uygun, özellikle normal boyutlardaki bağlama yapımına uygun büyüklükte ve uygun yaşta ağaçların kolay bulunamadığını öğreniyoruz. Bu bakımdan üç telli bağlama küçük bir gövdeye sahip olduğundan biraz daha şanslı bir enstrüman oluyor. 

Yıllardır izlediğim bu sazdan bir tane de bana yapması için söz alıyoruz Ahmet Hoca'dan. Ve sazı yaparken kullandığı ağaçlar konusunda da bize şu bilgileri veriyor;

Tekne: Oyma dut ağacından
Kapak: Ladin
Klavye sap: Yekpare ve gürgen
Burgular: Gül
Eşikler ve Tel bağlama yatağı:  Pirinar (yazılışından emin değilim) ve Ceviz gibi görece sert ağaçlar kullanılıyormuş.

Sazın yapımında mümkün olduğunca doğal madde ve malzemeleri kullanıyor. Tutkal olarak kıkırdaktan yapılmış bir hammadeyi, cila olarak ise Hindistan'dan getirtilen özel bir tür sineğin kanatlarını kullanıyormuş.

Atölyesinin bir odasını ustasının kişisel eşyalarıyla doldurmuş Ahmet Hoca;


Duvara dayalı bir başka vitrinde de ustasının kopuzu yaparken kullandığı araç gereçleri toparlamış;



Ahmet Hoca'nın bağlama yaparken çalıştığı yeri de görmek nasip oluyor. Gayet mütevazi, sazın duruluğuna ve sadeliğine yakışır bir şekilde yerde oturarak icra ediyor zanaatini;








Ahmet Hoca'ya veda ederek yolumuza koyuluyoruz ve İzmir'in yolunu tutuyoruz. Şimdi Ahmet Hoca'dan gelecek "sazın bitti gönderiyorum" haberini dört gözle bekliyorum...




Comments

Unknown said…
sayfa basinda yazdigin "Edit"'e (Ek-Not) yönelik:
yuh be, alti sene olmus adam paranin yarisini pesin alip bir dahada sesi cikmamis ve sen "yanlis anlasilmasin" diyorsun ve koruyorsun. bence sen cok mütevazi davraniyorsun kardesim hic geregi yok, olmamamasi gerek. cok gevsek davranmis ahmet hoca ve bu iyiligi hak etmiyor bence.

Popular posts from this blog

Latex'te Denklem İçerisine Ufak Boşluklar Koymak

LaTeX'te Sunum Hazırlamak

Octave'da Grafik Çizdirme